8 Eylül 2012 Cumartesi

haftasonu-ailemden-erdem


        Yine böyle bir hafta sonunun ardından -kaybolan sen- alışılmadık mutlu, sevip sevilmenin verdiği o garip ışıltıyla dönmüştün. Peki bu beni mutsuz mu etmişti ? Hayır tabi. Kimsenin mutluluğuna yerinmedim şimdiye dek. Ama yalnız kalmış gibi hissetmiştim. Halbuki hep yalnız olduğumdan ve yalnızlığı çıkarmamacasına giyinmişsin gibi algılamamdan bu güruhta terk edilmiş hissetmiştim. Sonrasında fark ettim ki mutluluğunda silindi o ışıltı da... Ama bu da beni mutsuz etmedi. Hep iyi şeyler istedim hepimiz için. Herkes için, senin için ve en son da kendim için... ve biz iyinin ne olduğunu her zaman göremeyen varlıklarız. Hepimize selam olsun sevgili dünyalı dostlarım.

        -Kendilerini yılın çifti ilan ettiğim iki dünya tatlısı insandan da bahsetmek istiyorum. İnsanların bir ilişkiye başlamadan önceki iletişim çabaları hep çok hoş gelmiştir bana. Saatlerce -koridorlarda- gelip gelmeyeceği belli olmayan birini beklemek, kulağa garip gelse de o umut ve mantık dışı azim mükemmel şeylerin başlangıcı olduğunda aklımdan yalnızca tek kelime geçiyor : Evet !!!!! 
İnsanlar yalnızca birbirlerinin huzurunu bozmadığı sürece birbirinin hayatına dahil olmalı bence. Yoksa tartışmalar, didişmeler ' burada hayat var' demenin en güzel şekli. Kızımız dünyada masumiyetin hala var olduğunun en iyi örneklerinden biri. Sevgili damadımız (böyle söyleyince aileye bir eklenti gibi duruyor ama öyle değil yalnızca tanımlamak adına yoksaaa zaten kardeşimiz kendileri ) tanımlarken çoğumuzun bahsettiği ortak paydada ama kanlı canlısını pek azımızın görebildiği biri. Duygusal mevzularda başarısı sıfır olan ben mevzuyu özetlersem gerçekten iyi şeylerin olabildiğine sayelerinde inancımı yitirmeme azmindeyim.-

       Erdem'le ilgili anlatmak istediklerim var ancak şu an fark ettim ki o apayrı bir yazı yazmamı gerektirecek.


Hiç yorum yok: